Kahramanmaraş merkezli iki deprem 11 ilimizi etkilemiş ve binlerce insanımız hayatını kaybetmiş, onbinlerce insan yaralanmıştır. Türkiye’yi deprem dışında tehdit eden ikinci bir felaket yaklaşıyor. Kuraklık… Göllerin birbiri ardına kuruduğu haberlerini, su seviyesi düşen şehirlerin tedbirlerini duymaya başladık. Kuraklık deyince aklımıza Mad Max filminde çizdiği distopik dünya gelir. İzmir’den prof. Dr. Derya Eşen bizi o sinemanın içine sokan bir uyarıda bulundu. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKCU) Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Esen, “Bu yılın son 63 yılın en kurak dönemi olduğunu görüyoruz. Yüzme havuzları ve süs havuzlarının yasaklanabileceğini veya hanelere su kotası getirilebileceğini düşünüyorum” dedi.
Yağışlar 63 yılın en düşük seviyesinde
Meteoroloji Genel Müdürlüğü raporlarına göre, 1 Ekim 2022-31 Ocak 2023 dönemini kapsayan 2023 su yılı yağış miktarı, 1991-2020 ortalamasına göre yüzde 42, bir önceki yıla göre yüzde 41’in altında gerçekleşti. yıl. Su yılı yağışları tüm bölgelerde normalin altında gerçekleşirken, en az yağış alan bölge yüzde 52 ile İç Anadolu Bölgesi oldu. İç Anadolu Bölgesi ve Marmara Bölgesi’nin 4 aylık kümülatif yağışları son 63 yılın en düşük seviyesine geriledi.
“Yüzme havuzları ve süs havuzlarının yasaklanabileceğini öngörüyorum”
Türkiye’nin kurak bir dönemden geçtiğine işaret eden İKÇÜ Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Esen, ‘Önümüzdeki dönem pek iç açıcı değil. Spor müsabakaları dışında kalan yüzme havuzları ve süs havuzlarının 3-5 yıl içinde yasaklanabileceğini öngörüyorum veya kişilere ve hanelere su kotası getirilebileceğini düşünüyorum. Önlem almazsak gelecekte büyük bir su sıkıntısı yaşayacağız. Bu yıl sonbahar ve kış başlarına kadar düşen yağış oranlarına baktığımızda son 63 yılın en kurak döneminin yaşandığını görüyoruz. söz konusu.
Yağış %55-60 azaldı
Türkiye’de kuraklığın şiddetli bir şekilde yaşanmaya başladığına işaret eden Prof. Dr. Esen, “Türkiye’de kuraklığın oldukça şiddetli yaşanmaya başladığını görüyoruz. 1990-2020 yılları arasında Ekim, Kasım, Aralık ve Ocak dönemlerinde düşen yağış miktarları ile bu son dönemde düşen yağış miktarları karşılaştırıldığında %41 oranında bir düşüş görüyoruz. Bu oran bölgeden bölgeye değişmektedir. Düşüşlerin en çok Marmara Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi’nde olduğunu görüyoruz. Örneğin İç Anadolu Bölgesi ve Marmara Bölgesi’nde yağışlarda yüzde 55-60 oranında azalma var.
Hayatımıza yeni bir terim giriyor: su hasadı
Suyun fiili kullanımı konusunda kolektif bir çaba gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. suyu en kontrollü ve verimli şekilde kullanın. İlgili mevzuatın hazırlandığını biliyorum ama yurt dışına baktığımızda devlet su hasadı ya da yağmur hasadı tekniği denilen sistemlerin kullanımını mevzuata sokmaya başladı. Büyük yapılarda, fabrikalarda, organize sanayi sitelerinde çatılara düşen yağmur sularının toplanarak yer altı ve yer üstü sarnıçlarda biriktirilmesi ve bu suların kullanma suyu olarak kullanılması mevzuata girmiştir. Küçük, yeni inşa edilmiş binalarda yağmur hasadı sisteminin kullanılması norm gibi görünmektedir. Bunu da araştırmamız lazım diye konuştu.
Yağmur sularının sarnıçlarda toplanması
Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında yeni yapı ve yapılarda alınabilecek önlemlere değinen Prof. yer altı ve yer üstü sarnıçlardaki oluklardan geçerek kaybolur. Bireyler olarak su kullanımına dikkat etmeli ve suyu nasıl daha az kullanabiliriz arayışı içinde olmalıyız. Devlet, belediyeler ve muhtarlar düzeyinde bilinçlendirme kampanyaları yürütülmelidir. Ormanlar, küresel iklim değişikliklerine karşı büyük bir tampon görevi görür. Taşkınları önler, suyu toplar ve topraktaki emilimini artırır. Bu nedenle ağaçlandırma ve ormanların korunması konusunda çalışmalarımızı bir üst seviyeye taşımamız gerekiyor” dedi.